26 Ocak 2009 Pazartesi

Kuzguncuk sevdam



Foto: Altan Bal

Cumartesi günü havanın da güzel olmasıyla canım arkadaşım Elif' i ziyarete gittik. Elif' i çok severim o tartışılmaz ama Elif' i Kuzguncuk da oturduğu için daha bir severim :) Hava güzeldi. Özlemiştim sokaklarında gezmeyi. Çocuklar parkta oynadılar. Çengelköy Börekçisi' ne gidip kır pidesi yiyerek karnımızı doyurduk, çayımızı içtik. İstanbul' un en sevdiğim semtidir Kuzguncuk. Huzurlu ve aslında galiba çocuk gibi hissediyorum orada kendimi. Burak gibi (Elif' in oğlu) sokaklarda koştırmak istiyorum orada olunca. İnternette dolanırken güzel yazılar ve fotolar buldum Kuzguncukla ilgili. Umarım hoşunuza gider.
Uzun yıllar boyunca Rumlar, Yahudiler, Ermeniler ve Türklerin hoşgörü ortamı içinde bir arada yaşadığı, dostane ilişkiler kurduğu bir yer KuzguncukOtobüs duraklarında bekleyen, balık tutan, içinden mis kokulu dumanların yayıldığı ekmek fırınlarına, muz hevenklerinin sallandığı manavlara, emekli maaşı ödeyen devlet bankalarına, ev yapımı reçel ve turşuların satıldığı küçücük bakkallara girip çıkan, zarif bir baş işaretiyle sessizce selamlaşan insanlar da aynı yaşadıkları Kuzguncuk gibiler. Sakin, telaşsız ve huzurlu. Evliya Çelebi ise “Burada Fatih zamanında ‘Kuzgun Baba’ denilen bir kimse bulunduğu için kasabaya ‘Kuzguncuk’ derler” diyor. (Lemi Özgen)
Kuzguncukda biri büyük, biri küçük iki sinagog, camiyle yan yana bir Ermeni (Surp Krikor Lusavoriç) kilisesi, iki de Rum kilisesi vardır. Bunlardan biri denize yakın ve adı Ayia Trias. Öbürü Ayios Panteleymon ve içeriye giren cadde üstünde. Cemaat gitmişse de, binalar durmaktadır. Surp Krikor, İstanbul`daki tek kubbeli Ermeni kilisesidir. Camiyle yanyana durur. Kuzguncuk`ta çevre korunmuştu, hatta şimdi inşaat yapmak yasaklanmıştır. Artık vapur iskelelerinin yanıbaşında restoranlar görmeye alıştık, nitekim buradada iki restoran vardır. Daha ileride büyük, çekici bir yalı görürüz. Bu yalı Fethi Paşa`ya aitti. Şimdi genel park olan tepenin üzerindeki korunun sahibi de aynı paşaydı. Fethi Ahmet Paşa Türkiye`de ilk müzeyi kuran kişidir. Cephanelik olarak kullanılan Aya İrini`de kalmış silah ve malzemeyi düzene sokarak bu binayı müze haline getirdi. Mankenlere askeri kıyafetleri ilk giydiren de odur. (Murat Belge)

2 yorum:

serrose dedi ki...

Merhaba yazi boyutun cok kucuk inan zorlaniyorum okurken :(
Kuzguncugu bende severim
sevgiler

defneyleyasamak dedi ki...

bayılırım kuzguncuga
halen deli deli ev arıyorum oralardan
mahalle bakkalı , kasabı, yaşlı bir berber amcası olan