23 Şubat 2009 Pazartesi

Kar nihayet !



Nihayet kar yağmaya başladı İstanbul' a. Günlerdir adım başı acil durum araçları, kar geldi geliyor haberleri, derken başladı lapa lapa kar. Biraz da tutsa yerler, öyle hayatı felç etmeden, kimseleri zor durumda bırakmadan, mutluluk verse herkese ve öldürse şu mikropları lütfen. Biz de temaya uygun bir çalışma yapmıştık. Bizim ki gerçi pamuktan adam ama hele bir yerler tutsun kardan adamı da yapacağız. Bugün Duru eldivenleri ile gitti okula, kar topu oynamak umuduyla :)

19 Şubat 2009 Perşembe

Örgülü elbise


Bundan 1,5 ay önce yaptığım ama bir türlü yayınlayamadığım elbise. Bazen olmadı mı olmuyor işte. Elbise biteli 1,5 ay oldu ama hala arkasına düğme dikeceğim. Bu sebepten de henüz elbise giyilmedi. Eskilerin bir inanışı vardır. İşe başlarken yavaş biri gelirse üzerine iş uzar da uzar. Kim gelmişti acaba o gün ? Neyse bugün düğmesini dikersem yarın da giydiririm. Umarım!

18 Şubat 2009 Çarşamba

Kurabiye bahane, muhabbet şahane !



Benim kuzuyla kurabiye çalışmaları yapıyoruz bir süredir. Değişik değişik tarifler deniyoruz. Kendimizden bir şeyler ekliyoruz bazen. Hem yapıyoruz hem eğleniyoruz. Hayvanlı kalıplarımızı kullandığımızda daha eğlenceli oluyor. Bazen kalıptan çıkan hayvanları seslendiriyoruz, bazen kalplerle, aydedeleri çarpıştırıyoruz... kısacası kurabiye değil biz stand up yapıyoruz mutfağımızda. Sonuçta kurabiyelerimizde fena olmuyor hani. Tarifleri zaten sizin bloglarınızdan aldığım için ayrıca tarif vermeyeceğim ama dediğim gibi kurabiye bahane, muhabbet şahane...

17 Şubat 2009 Salı

Haftanın günleri çalışmamız...


Haftanın günlerini nasıl öğretebilirim diye çok düşündüm. Sonunda böyle birşey geliştirdim. Oyuncak kutularından birini kestim kalemle yediye ayırdım. 5 güne okulun resmini, altına da çiçek resimleri yapıştırdım. 7 tane de kelebek kestim. Kalan 2 gün için de Duru' nun yapmaktan zevk aldığı aktivitelerin resimlerini yapıştırdım ve yine altlarına çiçek.... Her günün sonunda 1 kelebek günün çiçeğine konuyor. 5 kelebek oldu mu cuma bitmiş oluyor ve haftasonu geliyor. Şimdilik keyifle kelebekleri takıyoruz. Tabi bu çalışmayı Duru her önüne gelene anlatıyor ucundan bucağından. Konudan habersiz olanların anlamaya çalışmalarına ise ben çok eğleniyorum. "2 tane kelebek daha çiçeğe konduğunda ben ata binmeye gideceğim. yaaaaa...." :)

16 Şubat 2009 Pazartesi

kıssadan hisse...


Pazar günü havanın soğuk olması, ailecek biraz naneli olmamız ve tembellik sebepleriyle evimizden dışarı çıkmadık. Bütün gün koltuk ve mutfak arasında vakit geçirdik. Duru her ne kadar rahatsız olsa da yaşı gereği pineklemenin keyfini bilmiyor. Bu sebepten onu oyalamakta gerekti tabi. Gücümüz yettiğince oyun oynadık ama bittiği yerde bilgisayarda oyun oynamasına izin verdik. O da aslında çok halsiz olduğundan bir süre sonra oynamayı bırakıp selena seyretmek istedi. Google dan selena aramaya çalışırken yardımına gittim. Baktım 's'harfine basmış se-le-na yı heceliyor. Okumayı yazmayı sökerse bu yaşta hiç şaşırmam. Dizi sitelerinden birinde açtım selenayı. Tam paralel pozisyonuma geri dönerken dizi de ki yaşlı büyücü ile diğer oyunculardan birinin konuşması geldi kulağıma. Çok hoşuma gitti. Hemen eşimle paylaştım. Çocuk dizilerinden hiç beklemediğim bir konuşmaydı veya ben çok etkilendim. Sizinle de paylaşmak istedim.
Kadın, yaşlı adama : akvaryumu seyretmek bana çok huzur veriyor der.
Adam da kadına: asıl huzur veren akvaryumun içindeki balıklardır diye cevap verir!
Sevgiler.....

13 Şubat 2009 Cuma

Blog aleminden öğrendiklerim hızla devam ediyor


Okumaktan keyif aldığım bloglardan olan http://mervedeyiz.blogspot.com/ da gezinirken öğrendim http://www.polyvore.com/ ' u. İşi gücü bıraktım uzuun bir süredir polyvore' i kurcalıyorum. Çok hoşuma gitti paylaşmak istedim. Teşekkürler Merve...

12 Şubat 2009 Perşembe

Ödüllerim :)


İki sevgili arkadaşımdan aldım ben ödüllerimi hem de aynı günde. Çok teşekkürleeeeerr....
2008 in ağustosuydu ve Selen ( keddynin dolabı) ile birlikte mesaide başladık blog yapmaya. Sıkılmıştık ve değişik birşeyler yapalım dedik. İyi ki de sıkılmışız. Bu sayede bir sürü dostlar edindik. Blog okumak artık vazgeçilmez bir durum oldu benim için. Ben,m yazılarını zevkle okuduğum ve benim bloğumu severek okuyan herkese teşekkür ediyorum. Şimdi de aldığım ödülün gerekliliklerini yerine getiriyorum.
1. Seni ödüllendiren blog yazarının linkini vermek.
2. Bu ödülü başka 7 blog sahibine linklerini vererek göndermek.
3. Seçilen blog yazarlarını durumdan haberdar etmek.
1. Bana bu ödülü http://girls-on-blog.blogspot.com/ ve http://nazlitopkaya.blogspot.com/ arkadaşlarım verdiler.
2. Bende aynı ödülü aşağıdaki arkadaşlarıma veriyorum :)
Yanlız ben burada 14 kişiye ödül verdim 2 ödüllüyüm ya :) aslında izlediklerimden ayırım yapamadım bir türlü allahtan bazıları ödül almış önceden :)

11 Şubat 2009 Çarşamba

Rihanna


20.02.88 yılında doğmuş olan Robyn Rihanna Fenty yani namı değer Rihanna, Barbados asıllı güzeller güzeli şarkıcı. İlk albümünü 17 yaşında çıkaran Rihanna, şimdiye kadar 3 adet albüm yapmış, iki de Grammy ödülüne sahip.
Ben bu güzelliği saç kesiminden keşfettim. Müziğini de hiç dinlemedim. Ama dinlemeyi isterim.
Bu yaşta 2 Grammy ödülü de aldığına göre sesi ve şarkıları da kendi gibi olsa gerek. Maaaaşallah demek geliyor içimden baktıkça :)

9 Şubat 2009 Pazartesi

sevgililer günü



Sevgililer günü de yaklaşıyor, pek birşey kalmadı. Eskiden daha bi heyecenlı olurdu. Gizli gizli hediye almalar, süprizler yapmalar. Şimdi sıkıysa Duru' nun yanında gizli hediye al bakalım. Tembihte etsen faydasız. Babayı gördüğü saniye dökülür bütün gizler. "Baba biz sana hediye aldıııkk..." Kızım hani gizliydi? Söz söylemiyeceğim demiştin!. Faydasız :)
Adı ne olursa olsun, yılbaşı, bayram, doğum günü, yıldönümü, sevgililer, anneler, babalar günü...... sevdiklerimizi mutlu etmek ve onlar tarafından mutlu edilmekten güzel ne olabilir. Mutlu etmenin de birçok yolu var mutlaka servet harcayın hediyeler alın demiyor kimse. Birde böyle tipler var. "Ben sevgililer gününe sinir olurum. ne o bir günlük mü yani sevgi? ticari kaygılar bunlar."... gibi bir sürü sıralamalar. Tabi ki bir günlük değil sana kimse yılda sadece 14 şubatta sev sonra sevmesende olur demiyor ki. Hergün mutlu et sevdiğini ne kötü tarafı var? Millet bu günlerden rant elde ediyormuş. Etsin! Adamlar ticeret yapıyorlar elbette ki özel günleri değerlendirecekler. İşleri bu . Madem kimse benim sevgimden para kazanmasın diyorsun mesela o gün sevgiline bir şiir yaz! bedava!
Bence bugünlerde kim nederse desin herkesin beklentisi oluyor. Eğer 14 şubat ta sevindirecek kimseniz yoksa kendinizi sevindirin. Sİz nasıl bir süpriz düşündünüz sevdiğiniz için ?

4 Şubat 2009 Çarşamba

Kontes Vera Gottliebe Anna von Lehndorff



Dünün gazetesinde tanıştık kontesle. Resimleri çok hoşuma gitti. Hikayesi de bir o kadar ilginç.
Babası Kont Lehndorff-Steinort, 1944'te Hitler'e başarısız bir suikast girişiminde bulunan grupta imiş. Bu girişimin ardından idam edilmiş, annesi tutuklanmış. O sıralarda henüz 4 yaşında olan Vera ve kızkardeşi savaş bitene kadar Gestapo kamplarında kalmışlar. Daha sonra Floransa'da tekstil eğitimi gören Verushka (ünlü olduktan sonra aldığı isim) bir tasarımcı tarafından keşfedilmiş ve model olmaya yönlendirilmiş. Bundan sonra da 60'lı yılların en gözde mankenlerinden biri olmuş. Çok güzel bir kadınmış fakat yıllar ona pek acımamış...