31 Aralık 2010 Cuma

Mutlu Yıllar...


Sevgili Arkadaşlarım,

Herkese mutlu ve sağlıklı bir yıl diliyorum.
Herşey gönlünüzce olsun....

Sevgiler.

25 Kasım 2010 Perşembe

Prenses in Uykusu


Bu sefer uyuyan pamuk prenses değil, uyandıran da prens değil. O bir kahraman ama kaslı veya zengin felan değil. Konu ve müzikler çok etkileyiciydi. Özellikle ağaç sahnesine bayıldım. Gidin hemen gidin...

19 Kasım 2010 Cuma

5 Minare


Geçen hafta gittim filme. Arkadaşım çok methetti, bana kalsa dvd beklerdim. Filme gittik, ağladık, şaşırdık ve beğendik. Senaryo ve afiş çalıntıymış!!! Filmin baş rolü bilmem kimi anlatıyor muş!!! Bu kısımlarını hiiiç takmayarak seyrettim ve ben beğendim. Haluk Bilginer süpersiiiiiin. Mahsun da yönetmen olarak kendini geliştirmeye devam etsin derim.

17 Kasım 2010 Çarşamba

İyi Bayramlar.....

25 Ekim 2010 Pazartesi

Rahmi Koç Müzesi





Şu malum indirim sitesinden aldığımız biletler bizi bu kez de Rahmi Koç Müzesine götürdü. Bu sefer geçen haftasonu gibi olmadı. Kalabalık ve trafikten uzak sakin, eğlenceli ve öğretici bir gezi oldu. Her zaman ki gibi en ok kim eğlendi? Tabi kiii prenses....

20 Ekim 2010 Çarşamba

Turkuazoo

Haftasonu Turkuazoo da idik. Bir indirim sitesinden aldığımız biletlerimiz ve biz düştük yollara ..... 5 nokta yetmez aslında uzuuuuun biir yolu anlatmaya. Ulaştık nihayet forum istanbul a ki ne görelim istanbulun yarısı burada. Çocukken bir oyun oynardık. Bir ayağımızın parmak ucu ile diğer ayağımızın topuğunu birbirine değdirme hareketini tekrarlar bir yandan da "aldım verdim ben seni yendim" derdik. Bu oyun tam da orada aklıma geldi. Çünkü adım atmak mümkün olmadığından oyundaki gibi ilerleyebildik bu çok çok çok uzak alışveriş merkezinde. Bi an acaba bugün herşey bedava mı diye düşünmedik değil hani!!! Neyse kalabalıktan kurtulup Turkuazoo' ya ulaşınca unuttuk herşeyi. O güzelim balıkları ve onların rengarenk dünyaları bizi rahatlatmaya yetti. Burası prensesin çok hoşuna gitti ama en çok yürüyen yolu beğendi. Bu esrarengiz dünyayı keşfettikten sonra acıktık tabi. Eeee kolay mı okyanusa daldık, denizden çıktık, oradan nehir gezisi ve gölde son buldu yolculuk. Açlıktan ve yorgunluktan kendimizi evimizin herşeyi olan yere atmak istediysek de kalabalık nedeniyle elimiz ve karnımız boş dönmek zorunda kaldık. Neticede doyduk bir yerlerde ama kalabalık dayağı ile evimize dönerken hissedilen 9 şiddetinde bir yorgunluktu. Balıklar ise sadece resimlerde kaldı.






21 Eylül 2010 Salı

Son Durumlar


Zaman hızla ilerliyor. Eylül bitmek üzere. Duru anaokuluna başladı. İlk gün "henüz öğretmeni atanmadı" şoku yaşadıysak da herşey yolunda çok şükür. Okulumuz hemen karşı sokakta bu yüzden ulaşım sorunu yok. Tek sorun sabah 08:30 da okulda olabilmek. Ben de çeşitli kurslara kayıt yaptırdım. İlk olarak direksiyon eğiticiliği sertifikası almak için bir kursa yazıldım. Mezun olduktan sonra özellikle bayanlara ders vermek istiyorum. Daha sonra da pilatese gitmek istiyorum. Biran önce forma girmem lazım. Zaman herşeyin ilacıymış. Güzel zaman bize güzel süprizler getir.

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Büyük boşluk

Bloğumu uzun süredir ihmal ettim. Sebebi 25 gün öncesine kadar hamileydim. İlk 3 ay çok zor geçti. Bu dönem bilgisayari görmeye bile tahammülüm yoktu. Sonraki dönemde nispeten daha iyiydim bu sefer de tatiller girdi araya. Ve 6 Ağustos günü bebeğimi henüz 5 aylıkken kaybettim! Nasıl bir duygu olduğunu hiç bir şekilde anlatamam. Sadece ve sadece büyük boşluk. Hem rahmimde, hem beynimde hem de kalbimde kocamaaaaaaaaan bir boşluk var. Bir sürü şey söyleniyor duyuyorum böylesi hayırlıymış, böyle olması gerekmiş, takdiri ilahi................ Evet ama keşke sağlıklı olsaydı ve 3,5 ay sonra kollarımda olsaydı....... Keşke çocuğumun mezarını kendi ellerimle yapma tecrübem olmasaydı....... 25 gün güçlü olmaya çalıştım. Böyle olmazsam en başta kendimi, sonra kızımı ve tüm sevdiklerimi daha fazla üzecektim. Oldumda galiba fakat dün daha fazla dayanamadım. Bu boşluk duygusu acaba ne zaman yok olacak.

8 Nisan 2010 Perşembe

Resim grubumuz.

Resim sınıfımızdan bazı resimler ile geçen hafta birlikte yaptığımız çınaraltı sefası resimlerini birleştirdim. Resim yapmayı çok seviyordum ama onlarla daha da zevkli oldu. Hepsine kocaman öpücükler...

1 Nisan 2010 Perşembe

Son eserlerim :)




Sonuncusu henüz bitmedi. Bittiğinde tekrar yayınlayacağım :)

26 Mart 2010 Cuma

Faliyetteyiz...




Ne de güzel bulmuşlar bu ismi " faaliyet". Hiç araştırmadım ama faal olma hali gibi bir gelişi var sanki kelimenin. Bizim zamanımızda kullanılıyormuydu çok hatırlamıyorum ama son zamanlarda çocuklar ne yaparsa adı faaliyet oluveriyor.

18 Mart 2010 Perşembe

Ekolojik Pazar


Pazar günü Kartal' da kurulan pazara gittik. Filelerimize organik besinlerimizi doldurduk. Sütten, tuza, etten, ekmeğe, meyvenin ve sebzenin her türünü ulabilirsiniz bu pazarda. İçimiz rahat eve dönmeliyken benim içim pek rahat değildi doğrusu! Gerçekten de bu kadar emek ve bilgi harcayan üreticilerin ve normalin daha üstünde bedel ödeyerek doğaya yani insana faydalı olan bu ürünleri alan tüketicilerin duygularıyla oynayan süne zararlıları var mıydı acaba orada?

7 Mart 2010 Pazar

Saç gitti bebeklik bittiiii....


Son 2 senedir her fırsatta saç kestirir mi diye nabız yoklarken geçen hafta aniden kendi istedi!!!
Bu fırsat kaçar mı? Derhal sultanım veee saçlar omza....

24 Şubat 2010 Çarşamba

Bob Ross

Herkesin yağlı boya resim yapabileceğini düşündüren bir adam o. Onu seyredip hemen işe girişmek geliyor içimden. Geçen hafta resim kursunda yağlıboyaya geçtik. Çok zevkli ve çok zor. Sürekli internetten araştırmalar yapıyorum. Bu araştırmalarım sırasında rastlayınca anmadan geçemedim Bob Ross' u.

18 Şubat 2010 Perşembe

Teras hazırlıkları başladı



Havalar hafif ısınmaya başlarken bende yavaş yavaş terasla ilgili düşünceler başladı. Fidanlıklar gezilmeye başlandı çoktan ve çiçekler dizildi bile yerli yerine. Şimdi sıra mobilya kısmına geldi. Resimler internetten araştırmalarım sonucu beğendiğim bir terastan. Benim teras bunun çeyreği ama olsun buna benzesin istiyorum. Çok ama çoook beğendim.

9 Şubat 2010 Salı

Kar dan Biz den...




Bu sene ne güzel kara doyduk. Kışın başlarında "anne ben bebekken ne güzel kar oynuyordum" demişti Duru. Tabii son 3 senedir doğru dürüst yağmamıştı. Çocuk haklı şimdi. Bu resimleri 10 gün önce çektim ama koyamamıştım bloğuma. Kış bitti ben hala resimleri koyamadım derken bu sabah yine yağdı canım kar :)

25 Ocak 2010 Pazartesi

son eserlerim :)




Son yaptıklarımı da paylaşmak istiyorum. Pastelden sonra sulu boyaya geçtik. Suluboya tekniğini pek sevmedim dört gözle yağlıboyayı bekliyorum. 2 hafta tatildeyiz bizde. Bu sürede ödevlerimiz var ve sergi gezmem lazım. Ne zamandır Beyoğlu' na gitmemiştim. Bu iyi bir sebep sanırım.

24 Ocak 2010 Pazar

Disney Live


Aylar öncesinden başlattıkları reklam kampanyaları ile eminim birçok evin en mühim konusu haline geldiler. Eeeee bizde de durum tam böyleyken küçük bir torpil yardımıyla çarşamba günü galasına gittik. Mousegillerin sunuculuğu ile en meşhuuur prenseslerin hayat hikayeleri müzik ve dans eşliğinde özet geçildi bizlere. Doğruyu söylemek gerekirse ben çok mutlu olmadım. Çünkü bu kadar çekilişler efendim yüksek bilet fiyatları falan derken galaya neredeyse elini sallayan geldi. Salon tıklım tıklımdı tabiki en ön 15 veya 20 sıra vip e ! ayrılmıştı. Öncesinde kokteyl tarzı birşeyler vardı ama bize pek nasip olamadı :( Organizasyon ayrıca satış yapmak için stantlar kurmuştu. Fiyatlardan bir kaç örnek vereyim. Çocukların deniz kenarında oynadıkları kovayı disney kahramanları ile resimleyip içine patlamış mısır konmuş ve fiyatı 20 TL oluvermiş. Pazardan 3 TL ye alınmış kalitede t-shirt e disney resimleri basılmış ve fiyat 35 TL. Bunların dışında etrafta cezbedici renkli ve ışıklı birçok oyuncak ve şaşırtıcı fiyatlar. Gösteri çok sesliydi bana göre ayrıca özetin özeti çıkmıştı . Bütün bunların yanında çocuklar eğlendiler. Yani herşey yolundaydı.

15 Ocak 2010 Cuma

kısır

Bugün misafirim var ve ben nihayet misafirlerime kısır yapmayı erkenden akıl edebildim. Çünküüüü ben misafir olarak birilerinde kısırı her yediğimde bu kadar çok sevdiğim birşeyi ben neden yapıp ikram etmiyorum diye düşünürüm. İşte o gün bu gün. Senem bu senin kısmetinmiş canikoooom. Tarif ve resim buradan.
Bu arada ne zamandır dinlemediğim Sting in desert rose şarkısıyla kısır tarifimi yazdım. dinlemek isterseniz siz de tıklayın :)

11 Ocak 2010 Pazartesi

Kar fukaralığı ve kardan adam sorunsalı

Baktık kar bize gelmiyor eh biz gidelim bakalım dedik. Bulduğumuz ilk en yüksek noktaya çıktık kiii ne görelim kenarlarda köşelerde birkaç avuç kar öööölece duruyor. Tabiiii ki ayak basılmış ve tabi kiiii çamurlu. Nerede o bizim zamanımızın karları.... Bir yağdımı okullar günlerce tatil olurdu. Dizlerimize kadar batardık bahçede. Eskidendi çoook eskiden... Bulduğumuz bir avuç kar ile dakikalarca kar topu oynadık. Tabi bize atılan kar toplarından kaçmak yerine biz onları havada yakalamaya çalıştık kiiii kardan tasarruf zamanındayız... Eeeee bir kar klasiği olan kardan adamı da unutmadık tabiii. Bizimki birine benzedi ama bak hala çıkarabilmiş değilim. Hıııımmmmm!!!! Herşey iyi güzel de dönme vakti gelince korktuğum başımıza geldi. Resimlerden de anlaşıldığı üzere biz zor bulduğumuz ve taaaa ayağına kadar gittiğimiz bu kardan adamdan ayrılmak istemedik. Eeeeee o kadar çaba sarfetmişiz yok öleeee çekip gitmek de mi yaaaa... Onu evimize nasıl götürebilirizin yollarını araken cin fikrim yine geldi. Küçük bir kardan bebek yaptık ve onu evimize kadar getirdik. Donduk, ağladık, güldük ve geldik....